get into

English-Turkish Translation

  1. (a) (okula/müsabakaya vb.) kabul olunmak/girmek.
    get into a club: bir kulübe girmek/üye olmak.
    (b) (taşıta) binmek.
    They got into the car and drove off. (c)
    get into bad habits: kötü alışkanlıklar edinmek.
    get into the way of doing something: bir şeye alışmak, âdet edinmek.
    get someone into the way of doing something: birini bir şeye alıştırmak. (d)
    get into a temper: hiddetlenmek, (e)
    get something into one's head: (bir fikri vb.) kafasına sokmak, kavramak, anlamak. (f)
    get someone into trouble: birinin başına dert açmak, başını belaya sokmak.

    NOT
    : To get a woman into trouble: Bir kadını hamile bırakmak anlamına gelir, bu deyim dikkatle kullanılmalıdır.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

get into one's head
anlamak Verb
get into one's head
kafasına sokmak Verb
get into one's hooks into
birinin dikkatini çekmek ya da sevgisini kazanmak Verb
get into one's hooks into
güç kullanmak Verb
get into one's stride
tam yoluna girmek, işe ayak uydurmak, ilerlemek, önden gitmek.
get into step by changing one's foot (in marching
ayak değiştirmek Verb
get into a book
okuyarak ünsiyet peydah etmek Verb
get into a bus
otobüse binmek Verb
get into a car
arabaya binmek Verb
get into a club
bir kulübe girmek Verb
get into a club
bir kulübe üye olmak Verb
get into a crowd
kalabalığa karışmak Verb
get into a fight or quarrel
girişmek Verb
get into a fistfight
yumruk yumruğa birbirine girmek Verb
get into a fix
güç duruma düşmek Verb
get into a fix
kendinin ya da başkasının güçlüğe uğramasına sebep olmak Verb
get into a fuss about trifles
önemsiz şeyler için telaş etmek Verb
get into a groove
eski âdetlerine bağlı olmak Verb
get into a happy mood
keyfi gelmek Verb
get into a jam
belaya çatmak, çıkmaza saplanmak, başı derde girmek.
get into a line of business
bir işkoluna girmek Verb
get into a muddle
belaya çatmak Verb
get into a muddle
başını belaya sokmak Verb
get into a muddle
işleri karıştırmak Verb
get into a row
kavgaya girişmek Verb
get into a rut
hırsı ya da inisiyatifi kalmamak Verb
get into a rut
değişmez alışkanlığa bağlanmak Verb
get into a rut
tekdüze bir hayat tarzı içinde kalmak Verb
get into a scrape
başını derde sokmak Verb
get into a ship
gemiyi boşaltmak Verb
get into a state
kızar gibi görünmek Verb
get into a towering rage
küplere binmek Verb
get into a working spirit
gayrete gelmek Verb
get into bad company
kötü arkadaşlar arasına katılmak Verb
get into bad habits
kötü alışkanlıklar edinmek Verb
get into bed
yatağa girmek Verb
get into communication with sb
biriyle temasa geçmek Verb
get into debt
borca girmek Verb
get into debt
borçlanmak Verb
get into deep water
üstesinden gelemeyeceği zor işlere bulaşmak Verb
get into fooled in doing
bir şeye kapılmak Verb
get into fooled in doing
şeytana kapılmak Verb
get into full swing
(işyeri) tam faaliyete geçmek Verb
get into hot water
başına bela açmak Verb
get into hot water
başı belaya girmek Verb
get into hot waters
başını belaya sokmak Verb
get into knots
it izi at izine karışmak Verb
get into parliament
parlamentoya seçilmek Verb
get into sb's black books
birinin hoşnutsuzluğunu çekmek Verb
get into sb's black books
kara kaplı deftere yazılmak Verb
get into sth
bir işe iştirak etmek Verb
get into the act
katılmak Verb
get into the habit of
itiyat edinmek Verb
get into the line of traffic
trafik sıra sına girmek Verb
get into the lob of traffic
trafik sırasına girmek Verb
get into the public eye
halkın gözüne girmek Verb
get into top gear
en yüksek vitese geçirmek Verb
get into touch
temas kurmak Verb
get into trouble
başı derde girmek Verb
get into trouble
başı belâya girmek Verb
get into trouble
başı belaya girmek Verb
get into trouble
evlenmeden gebe kalmak Verb
get into university
üniversiteye girmek Verb
be in/get into hot water
başı derde girmek, belaya çatmak.
to get into line
hizaya gelmek Verb
get a girl into trouble
bir kızın başını belaya sokmak Verb
get an idea into one's head
aklına olmayacak şey getirmek Verb
get back into circulation
normal hayata dönmek Verb
get back into circulation
günlük yaşama dönmek Verb
get back into harness
işinin başına dönmek Verb
get back into harness again
işbaşına geri dönmek Verb
get back into one's car
arabasına yeniden binmek Verb
get back into pims
yeniden kâra geçmek Verb
get back into profit
yeniden kâra geçmek Verb
get ideas into one's head
boş hayallere/ümitlere kapılmak, olmayacak şeyler beklemek.
get it into one's head
kafasına sokmak Verb
get one's hooks into
birinin sevgisini kazanmak Verb
get one's ideas into shape
fikirlerini bir biçime sokmak Verb
get one's knife into
birine kancayı takmak Verb
get one's teeth into
kendini (işine) vermek, dört elle sarılmak.
get one's teeth into sth
kendini bir şeye vermek Verb
get oneself back into shape
eski formunu bulmak Verb
get oneself into a bad fix
başını derde sokmak Verb
get someone into trouble
birinin başını belaya sokmak Verb
get something into one's head and go on about it insistently
tutturmak Verb
get tied (up) into knots (over)
şaşırıp kalmak, ne yapacağını bilememek, işin içinden sıyrılamamak.
English-Turkish phrases from Zargan's own database